1914
yılında Osmanlı devletinin I. Dünya Savaşı’na girmesiyle doğu
cephesinde başlayan çatışmalarda, 16 kasım 1914’te Hopa Hudut Taburu ile
Ali Rıza Bey’in milis kuvvetleri Borçka üzerine yürüdüler. Türk ordusu
ve gönüllü milisler büyük başarılar sağladılar, ancak Rusların sürekli,
sahil yerleşimlerini bombalamaları, ünlü Midilli ve Yavuz gemilerinin
saf dışı kalması, yardım gelmeyişi üzerine kuvvetlerimiz 19 Şubat
1916’da Fırtına Deresine kadar çekildi. 8 Mart 1916 tarihinde, Ruslar
Rize’yi işgal ettiler. Savaş yıllarında söylenen bir Rize türküsünde
şöyle denmektedir:
Urusun gemileri
Siyah bayrak açayi
Midilliyi görünce
Bulut alti kaçayi
Böylece
Rize için esaret yılları başladı. Rize halkı için bu kara günler 2 Mart
1918 ‘e kadar sürdü. Ruslar çekildikten sonra silahlı Rum çeteleri
ortaya çıkmaya başladı. Bölgede bir Rum–Pontus Devleti kurmak için
çalışmalar yapılıyordu. Bu gelişmelere karşı Trabzon’da bütün Doğu
Karadeniz Bölgesini içine alan “Trabzon Muhafaza-i Hukuku Milliye
Cemiyeti” kuruldu. Bu cemiyetin Rize şubesi açıldı. 23 temmuz 1919 da
toplanan, Erzurum Kongresine bu şube adına Hemşinli Necati Efendi, Abaza
Hakkı Efendi katıldı. 8 aralık 1922 tarihinde Şark Cephesi Kumandanı
Kazım Karabekir Paşanın Rize’ye gelmesiyle Rum çetelerine karşı
yapılacak mücadele planlandı.
Rizeliler Kuva-i Milliye’ye yazılarak İstiklal Savaşı’na katılmışlardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder